2019 yılı MHP destekli AKP-Saray Rejimi için sürprizlerle dolu bir yıl oldu. Yerel Mahalli İdare Seçimlerinde yaşadıkları yenilgi sıralarında bir bozguna dönüştü. Özellikle İstanbul seçimlerini iptal edip tekrarlatmak, ve tekrarlatırken Sadece İBB Başkanlığı seçimlerini tekrarlatıp, 39 ilçe Belediye Başkanlıkları seçimlerini tekrarlatmamaları ele güne entrikalarını deşifre etti. Herkes biliyor ki, eğer 39 ilçede de seçimler yenilenseydi AKP hile ile aldığı ilçe belediyelerinin önemli bir kısmını kaybedecek ve AKP, İBB Meclisinde çoğunluğu yitirecekti.
Bu seçimler bir olguyu daha bilince çıkardı. Baskı, terör ve faşizan uygulamaların etkin olduğu diktatörlük koşullarında İşbirlikçi Oligarşi ile çıkarları çelişen en geniş muhalefet güçlerin iş ve güç birliği sonuç alıcı olmaktadır. Şimdi aslolan bu güçler arasında Sosyalist ve Devrimci Alternatifi savunan sınıf güçlerinin güçlenip etkinliğini artırmasıdır. Mücadelede öncü güç niteliğine yükselmesidir.
Ekonomik krizin had safhaya ulaştığı ve politik krizi körüklediği bir dönemde iktidarın bozguna uğraması onu saldırganlaştıracaktır. Kaybettiği mevziileri geri kazanmak için azgınlaşacaktır, kural tanımazlığı ve hukuksuzluğu artacaktır. 2020 yılında ülkenin devrimci sınıf güçleri başta olmak üzere, kendilerinden olmayan herkese karşı zor uygulamaları artacak ve mücadele keskinleşecektir.
Rejimin bu tür bozgun dönemlerinde, ekonomik ve politik krizin etkisini artırdığı dönemlerde sarıldığı can yemeği “Milli Birlik” safsatasıdır. Bunu koşullarını yaratmak, ülke içindeki ekonomik ve politik krizi perdelemek, daha da derinleşecek olan ekonomik krizin faturasını ihale etmek ve politik krizi “milli” söylemlerle aşmak için Rejim başta Suriye olmak üzere sınır ötesinde savaşlara yönelecektir. Bu projeyi öngörmek için falcı olmak gerekmiyor.