ABD TEK TARAFLI OLARAK INF ANLAŞMASINI İPTAL ETTİ. ŞİMDİ BARIŞ İÇİN SAVAŞMA ZAMANI. 1 EYLÜL 2019’DA SESİMİZİ YÜKSELTELİM! TÜRKİYE NATO’DAN ÇIKMALI VE ABD İLE TÜM İKİLİ ASKERİ ANLAŞMALAR İPTAL EDİLMELİDİR!

Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin 4 Ağustos 2019 Tarihli Açıklaması

ABD TEK TARAFLI OLARAK INF ANLAŞMASINI İPTAL ETTİ. ŞİMDİ BARIŞ İÇİN SAVAŞMA ZAMANI. 1 EYLÜL 2019’DA SESİMİZİ YÜKSELTELİM! TÜRKİYE NATO’DAN ÇIKMALI VE ABD İLE TÜM İKİLİ ASKERİ ANLAŞMALAR İPTAL EDİLMELİDİR!

Kısa adı INF olan Orta Menzilli Nükleer Başlıklı Füzeleri Sınırlandırma Anlaşması, 1987 yılında ABD ile SSCB arasında, Reel Sosyalizmin ülkelerinin varlığı ve baskıları, Dünya Barış Güçleri’nin yığınsal eylemlerinin oluşturduğu atmosfer, o dönemde Küba, Yugoslavya ve Suriye önderliğinde varlığını sürdüren Bloksuz Ülkeler Konferansı’nın etkisiyle imzalanmak zorunda kalınmıştı.

ABD o dönemde Sovyetler Birliği ve Sosyalist ülkelere karşı nükleer ilk vuruşu gerçekleştirebilmek amacıyla başta Federal Almanya olmak üzere kimi NATO ülkelerine, -ki bunların arasında Türkiye de sayılmaktaydı- nükleer başlıklı Pershing II ve Tomahawk Cruise Missiles füzeleri yerleştirmek istiyordu. Buna karşı da SSCB başta Demokratik Alman Cumhuriyeti olmak üzere kimi Sosyalist ülkelere savunma amaçlı kendi nükleer başlıklı roketlerini yerleştirecekti. Batı Avrupa ve ABD’de milyonlar ABD ve NATO’nun girişimine karşı ayağa kalktı. Komünist Partilerin öncülüğünde ama kiliselerden sosyal demokratlara kadar çok geniş toplumsal kesimleri kapsayan Uluslararası Barış Hareketi oluşturuldu. Her ülkede kendi merkezi yapılanması olan, Eyalet, İl, İlçe, Semt, Mahalle ve Sokak birimlerine kadar “Barış Girişimleri” adı altında örgütlenen hareket kısa zamanda milyonları sarmaladı.

O dönemde Barış Hareketi toplumu bilinçlendirmek için iki ayrı konuyu ele alıyordu. Birincisi; Nükleer bir savaşın kazananı olmayacağı. İkincisi ise; Nükleer savaş tehlikesinin ABD Emperyalizminin doğasından kaynaklandığı gerçeği. Dolayısıyla yaşam hakkını savunmak ve sömürüye karşı olmak bu süreç içinde barış hareketine katılan milyonların bilincine çıkarıldı. Bu bilinci bulandırmak ve barış mücadelesini sınıf mücadelesinden koparmak için burjuvazi “Yeşiller” hareketini icat etti. Bir NATO Generali olan Gerd Bastian, NATO’da asistanlık yapan Petra Kelly ve daha sonra gerçek yüzü ortaya çıkan ve FAC Dışişleri Bakanlığı görevinden emekli olduktan sonra bugün ABD’de Profesör olarak kürsüsü olan Joschka Fischer’e FAC’de Yeşiller hareketini kurdurup, Federal Almanya’daki Barış Hareketi’ni Demokratik Alman Cumhuriyeti’ne karşı anti-komünist bir hareket yaratarak barış hareketinin sınıfsal özünü boşaltmaya çalıştılar. ABD ve NATO nükleer roketleri Federal Alman topraklarına konuşlandırırken Yeşiller bu gerçeği bir kenara bırakıp Demokratik Alman Cumhuriyeti’ne SSCB’nin savunma ve korunma amaçlı yerleştirmeyi planladığı roketlere karşı protestoya yöneldi. Burjuvazinin bu tür sınıf hareketini bölme ve ayrıştırma manevralarını hiç bir zaman gözden ve akıldan çıkarmamak gerekmektedir.

32 yıl sonra tek taraflı olarak iptal edilen INF Anlaşması tüm dünya halkları için yeni bir nükleer savaş dönemine girildiğinin habercisidir. Ekonomik kriz içinde bunalan ABD Emperyalizmi ve müttefiği NATO ülkeleri, krizden çıkış yolunu yine savaşı körüklemek ile arıyor. Nükleer silahlarla icra edileceği ortada olan böyle bir savaşın kazananı olmayacağı gibi, milyonlarca, belki de milyarlarca insan, hayvan ve bitki bu savaşın kurbanı olacak. Ülkeler ve şehirler yok olacak. Dünya yaşanılamaz bir kül yığını haline dönüşecek ve nükleer silahların etkileri yüz yıllarca sürecek. Engelli ve sakat nesiller doğacak.

Söz konusu yeni silahlanma turunda Türkiye toprakları, Anadolu ve Mezopotamya’nın bozkırları yeni nesil nükleer füzelerin yerleştirileceği adayların başında geliyor. Bu nedenle Türkiye ilk vuruşa karşı ilk yok edilecek ülke adayıdır. ABD bu füzeleri başta Rusya Federasyonu olmak üzere, İran ve Çin Halk Cumhuriyeti’ne karşı birer ilk vuruş olarak planlıyor. Pekiyi, bu üç ülke ile de dostane ilişkiler geliştirdiğini savunan MHP destekli AKP-Saray Rejimi acaba bu konuda nasıl düşünüyor ve nasıl tavır almayı planlıyor? S-400 savunma roketlerinden birkaç filo satın aldığı için ABD ve NATO ile aralarında bu denli tartışmalar yaşanırken, Rusya’ya karşı Türkiye topraklarına nükleer başlıklı roketler yerleştirme planlarına rejim nasıl bir stratejik yaklaşım geliştirecek? Türkiye, bir yandan Şanghay Anlaşması üyesi ülkelerle yakınlaşıp ilişkilerini geliştirme niyetlerini açıklarken bu konuda çelişkide kalacaktır.

ABD Emperyalizminin ve NATO’nun kadim müttefiki olan TC derin devleti kuşkusuz ki ABD ve NATO planlarından yana tavır alacaktır. Bu durumda MHP destekli AKP-Saray rejiminin birkaç düğünde aynı anda dans etme lüksü tükenecektir. Ya ABD ve NATO’dan yana tavır alacaklardır ve Rusya ve de Çin ile geliştirdikleri tüm ilişkiler tersine dönecektir, ya da ABD ve NATO’ya karşı tavır almak zorunda kalacaklardır. TC derin devleti buna ne denli müsaade eder, Rejim nasıl komplolar ile karşı karşıya kalır, bunu zaman gösterecektir. Burada en tehlikeli olası gelişme, AKP-Saray Rejimi’nin Şanghay Anlaşması yanlısı tavır göstermesi karşılığında TC derin devletinin ABD’deki şefleri ile AKP-Saray Rejimini daha liberal görünümlü ve sonuna kadar ABD ve NATO’cu bir iktidarla değiştirme planlarıdır. Bu süreç AKP karşıtı demokratik bir direniş maskesi şekli altında daha ABD’ci ve NATO’cuları işbaşına getirme ve ABD ile NATO’nun savaş planlarını yaşama geçirme stratejisi olacaktır. Türkiye devrimci ve demokratik güçlerinin önümüzdeki süreçte uyanıklığı elden bırakmaması büyük önem taşımaktadır.

Türkiye’nin Barış ve Demokrasi Güçleri’nin en ivedi görevi ABD ve NATO’nun ülkemize ve bölgemize yönelik, atlama tahtası olarak kullanma girişimlerine kesin karşı tavır almaları olmalıdır. Kürdistan’daki imha savaşına son vermek, Rusya, İran, Suriye ve Irak ile barışı pekiştirecek politikalar izlemek ama aynı zamanda ABD ve NATO’nun yeni nükleer savaş stratejilerine karşı olmak ana isemlerimiz olmalıdır. Yığınları bu uğurda bilinçlendirmek ve örgütlemek güncel görevimizdir. Türkiye, NATO’dan çıkmalı ve ABD ile imzaladığı tüm ikili askeri anlaşmaları tek taraflı olarak yırtıp atmalıdır.

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi
4 Ağustos 2019