Büyük Ekim Devrimi ve Türkiye

Büyük Ekim Devrimi ve Türkiye

Türkiye Komünist Partisi Merkez Yayın Organı ATILIM

Bu yılın 7 Kasım’ında Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’nin 104 yıl dönümünü kutluyor olacağız. Dünyanın sınıfsal ve toplumsal mücadeleler tarihinde yeni bir çağ açan Ekim Devrimi, 1991’de karşılaştığı karşı-devrim sonucunda yenilgiye uğramasına rağmen etkisini Rus toplumunda ve dünyanın yapısında kazınamayacak şekilde sürdürüyor. Fiilen Sosyalist Rusya ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği yok. Ama etkisi tüm dünyada sürüyor.

Türkiye açısından bakacak olursak, oluşan bu olumsuz durumu olumluya çevirmek görevi ile karşı karşıyayız. Mütevazi olmayacağız. Önümüze büyük hedefler koymak durumundayız. Ülkenin ve bölgenin koşullarına uygun devrimci bir süreci başarıya ulaştırmak ve sosyalizm ile taçlandırmak zorundayız. Taşıdığımız sorumluluğu başka ülkelerin devrimcilerine havale etmeyeceğiz. Madem işçi sınıfının biliminin doğruluğuna inanıyoruz ve madem ki bu ülkede tekelci burjuvazi devlet ve iktidarlarıyla işçi sınıfını, emekçileri, başta Kürtler olmak üzere yoksul ezilen halkları inim inim inletiyor. Bu durumda, bu toprakların komünistlerine düşen görev, sorumluluk üstlenmek ve başarıyla yaşama geçirmektir.

Rejim, ekonomik ve politik krizler içinde debeleniyor. Kriz durumunu aşmak için içeride ve dışarıda baskı, terör, sansür ve en tehlikeli olanı savaşı körüklüyor. Faşist rejim tıkanmıştır, aslında çıkış yolu yoktur. Tek çıkış yolu başta bizler olmak üzere tüm devrimci muhalefetin edilgen tutumudur. Kürdistan’da dişe diş bir savaş sürüyor. Ülkede gerek bölgede, gerekse ülkenin batısı dahil tümünde halkların demokratik hareketi gelişiyor. HDP, rejimin en büyük tehlike olarak karşısına aldığı güçtür. Bu durumda biz her alanda savaşımı güçlendirirken, kendi faaliyetlerimiz Türkiye ve Kürdistan’ın her alanında geliştirirken yasal alanda milyonların ses verdiği HDP’ye aktif destek veriyoruz.

Ekim Devrimi’nin 104. yıl dönümünde kendi topraklarımızda yeni Ekimler yaratmak bizlerin ellerinde ve sorumluluğundadır. Bu mümkündür ve buna göre çalışmalıyız. Bunu başardığımız anda dünyanın çehresinin değişmesine somut ve fiili bir katkı sağlamış olacağız. Bu görev bizim