TKP 105 Yaşında Yeni Mücadelelere Yeni Yöntemler İle Yöneliyor: Demokratik Türkiye, Daha Güçlü TKP!

Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin 10 Eylül 2025 Tarihli Açıklaması

TKP 105 Yaşında Yeni Mücadelelere Yeni Yöntemler İle Yöneliyor: Demokratik Türkiye, Daha Güçlü TKP!

Partimiz 105 yıl önce bugün kuruldu. 105 yıl kolay geçmedi. Kuruluşundan bir yıl sonra kurucu Başkanı Mustafa Suphi ve yoldaşlarını kaybetti. Burjuvazi TKP’ye karşı kanlı bir savaşı o zaman başlattı. 105 yıllık tarihinin daha başında sınıf düşmanının kim olduğunu, iki sınıfın çarpışmasının ne anlama geldiğini yaşadı. Bu gerçek hiçbir zaman değişmedi. Onun için TKP’nin tarihi boyunca tüm kadroları bu bilinçle yetişti ve mücadele etti. Ne zaman ki sınıf düşmanı hafife alındı ve uyanıklık elden bırakıldı, o zaman TKP darbe yedi.

Komünistler burjuvazinin TKP’den korktuğu kadar her şeylerini partiye verdikleri zamanlarda parti güçlendi, sağlamlaştı ve politik etkisi arttı. Onun için sınıf düşmanı TKP’nin en yiğit, en fedakar kadrolarını her zaman hedefe koydu, mücadelelerini engellemek için zindanlara attı veya imha etti. Bu gerçeği hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. 1921, 1927, 1951, 1971, 1981… TKP ne zaman başını kaldırsa en ağır saldırılar ile karşı karşıya kaldı.

Partide her zaman iki damar oldu. Birincisi Mustafa Suphilerin devrimci, Kominternci, Bolşevik, Enternasyonalist damarı, diğeri Şefik Hüsnülerin reformist, uzlaşmacı, Kemalist, ulusalcı damarı.

Reformist damar ne zaman yönetimde etkili olmuşsa, sonunda hezimet ve likidasyon yaşanmıştır.

1986-1991 likidasyonu da bu anlayışın sonucunda yaşanmıştır. Ve bu uzlaşmacı kanat hiçbir zaman partiyi tekrar ayağa kaldıramamıştır.

Bizler Mustafa Suphilerin Marksist-Leninist, devrimci, Kominternci ve Bolşevik geleneğinin taşıyıcıları olarak partimizi likidasyon bataklığından çıkardık. Geçmiş mücadelelerin zengin deneyimleri ve günümüz gerçekliği temelinde yeni bir yol açıyoruz. Partimizin yenilgileri kadar önemli olan başarıları ilham kaynağımızı oluşturuyor.

Kenarda oturup beklemeyeceğiz. Doğru sözler söylemek adına destanlar yazıp sınıf savaşımını tribünlerden izlemeyeceğiz. Bekle ve gör politikası bizlerin tarzı değil. Biz Mustafa Suphilerden, Bilen yoldaşlardan ne öğrendiysek onları yaşama geçireceğiz. Gerçekçi olacağız. Onların yaptıkları hatalar olduysa onlardan da sonuçlar çıkarıp aynı hataları tekrar etmeyeceğiz. Onların Marksizm-Leninizm’e sıkı bağlılıklarını, sınıfa ve emekçi halklarımıza verdikleri değeri örnek alarak, hiçbir şeyden korkmadan, fedakarca, kendilerini partiye ve sınıf mücadelesine adamış kadrolar olarak partimizi olması gereken aşamalara taşıyacağız. Bunu yaparken devrimci strateji ile komünist taktiği ustaca birleştireceğiz.

Günümüzde ABD emperyalizmi müttefikleri ile dünyayı savaş alanına çevirdi. Almanya faşizmden ders almamışçasına ve Sovyet Kızıl Ordusuna teslim olmamış gibi yeni maceralara atılıyor. Bölgemiz Ortadoğu yanıyor. Kafkasya ve Balkanlar farklı niteliklerde de olsa istikrarsız durumda. Doğu Akdeniz her an her şeye gebe. Gazze’de 21.yüzyılın en gaddar soykırımı yaşanıyor. ABD ekonomik ve finansal krizleri dünyayı daha fazla sömürerek aşmaya çalışıyor. Almanya, Fransa, İngiltere kendilerine yeni pazarlar açarak kendi sorunlarını çözmeye çalışıyorlar. Sovyetler Birliği ve Sosyalist Sistemin olmadığı koşullarda emperyalizm engelsiz ve ölçüsüz, saldırgan bir merkez niteliğinde.

Bazıları, sınıf savaşımının gerilediği koşulları veri alıp teori katına çıkararak sınıf savaşımına elveda diyorlar. Bizler ise bunun tam tersini savunuyor ve uyguluyoruz. Yeni dünya, bölge ve ülke koşullarına koşut olarak, yeni bakış açıları yaratarak, yeni açılımlarla ataleti kabul etmeden bir devrimci rota izliyoruz. Devrimci rota ve yol süslü sözler söyleyip, en doğrusunu kendi bildiğini sanıp atalet içinde pasif olmak yerine, her olanağı, yeni yöntemi değerlendirerek, yaratıcılıkla, savunma değil saldırı konumunda olmaktır.

Türkiye’de kırk yılı aşkındır bir savaş yürütülüyor. Tüm ekonomik kaynaklar savaşa akıyor. İşçi sınıfı ve emekçilerin büyük oranı asgari ücretle, işsizler ve emekliler yoksulluk sınırının altında, bir kesimi de açlık sınırında yaşıyor. Tarım ve hayvancılık bitirildi. Kumar, şans oyunları, sanal para spekülasyonları dar gelirlilerin yöneltildiği alanlar oluyor. Nüfusun ezici çoğunluğu karşılığı olmayan krediler ve kredi kartları ile dönmeye çalışıyor. Bütün bunları da sermaye sınıfı teşvik ediyor. Türkiye küçük bir azınlık için spekülasyon, rant ve soygun alanı durumunda.

Ancak bu sistem artık tıkanmış durumda. Devlet bunun için savaşa son vermek, bölgede kendine yeni pazarlar yaratmak peşinde. Onun için de Kürt Siyasal Hareketi ile müzakere yürütme zorunluluğuna geldi. Bir yandan bu şekilde çözüm ararken, diğer yandan bölgede yeni fırsatlar peşinde tehlikeli senaryolar yazıyor. Ülkeyi ekonomik ve politik olarak yönetemediğinden, halk yığınlarının tepkilerini başından önlemek için korkunç bir baskı ve terör ortamı yaratıyor. Devleti bu yöntemle yönetmeye çalışıyor. 12 Eylül döneminden daha baskıcı bir faşizm uyguluyor. Bunu öyle bir düzeye getirdi ki, daha önce sınıf güçlerinin politik ve sendikal örgütlerine, Kürt halkına, HDP ve DEM Partiye uyguladığı yöntemleri şimdi de CHP’ye karşı uyguluyor. CHP’yi baskı, terör ve tutuklamalar ile imha etmeye çalışıyor.

Partimiz tüm bu durumları analiz ederek, devleti elinde tutan işbirlikçi oligarşinin sorunlarını, iç çelişkilerini, zaaflarını devrimci bir politika ile sınıf mücadelesinin yararına fırsata çevirmeye çalışıyor. Ülkenin en diri politik gücü Kürt siyasal hareketi, sınıfın devrimci ve sosyalist güçleri, en geniş anti-faşist demokrat politik kesimler ile barış ve demokrasi cephesini güçlendirmeye çalışıyor. Bu amaçla toplumsal mücadelelerin bütün alanlarında aktif bir siyasal çalışma içindedir. Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin toplumsallaşması için iğne ile kuyu kazar gibi faaliyet yürütüyor.

Önümüzdeki dönem ve 106. savaş yılımız dosta düşmana TKP’nin mücadele yeteneğini, etkinliğinin artmasını ve ülke politikalarına daha fazla müdahil olma gerçeğini gösterecektir. Barış, demokrasi, özgürlük ve sosyalizm mücadelesi Marksizm-Leninizm’in yol göstericiliği ve yaratıcı uygulamaları ile büyüyerek gelişecektir.

Türkiye Komünist Partisi’nin 105. yaş günü tüm komünistlere, işçi sınıfına ve ezilen yoksul emekçi halklara kutlu olsun! Yaşasın TKP!

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi

10 Eylül 2025